Karanlık güçler yine sahne aldı.Türkiye’nin önlenemeyen yükselişini durdurabilmek için her türlü yöntemi kullanmaktan imtina etmeyen bu odakların kullandıkları çeşitli kukla örgütler var.Adına ister PKK densin, ister DEAŞ, ister FETÖ, ister DHKP-C fark etmiyor…Bütün bu hain örgütlerin tamamının patronu, ABD ve ortağı İsrail’dir!Dünyayı, terör ile ve işledikleri insanlık suçlarıyla kendilerine ram etmek isteyen bu canavar yapı, dün bir kez daha ‘Tam Bağımsız Türkiye’ hedefine saldırdı.Hatırlayacaksınız Türkiye, daha önce de kritik süreçlerden geçerken toplu katliamların gerçekleştirildiği terör saldırılarına maruz kalmıştı.Özellikle de İstanbul ve Ankara’da geniş halk yığınlarının bulunduğu noktalara ‘canlı bomba’ marifetiyle sindirme eylemleri yapılmıştı.Bahse konu bu terör saldırılarının tamamında da Türkiye ya tarihi bir adım atmış, ya tam bağımsızlık yönünde ciddi bir mesafe kat etmiş veya ekonomik anlamda müreffeh Türkiye idealine doğru ciddi kazanımlar elde etmiş idi.Terörün asli maksadı, toplumu korku ve dehşet üzerinden sindirmek ve milleti devletle karşı karşıya getirmektir.Bu, sadece günümüzde kullanılan bir yöntem değil, yüz yıllardan beridir böyle cereyan eden bir vakıadır…Bütün terör eylemlerinde ‘zamanlama’ çok ciddi bir önem taşır.Böylelikle halkı korku ve dehşet üzerinden sindirme operasyonuyla birlikte, ilgili devlete, “ayağını denk al” anlamına gelecek bir mesaj da verilir.İşte, dünkü aşağılık saldırı bu iki maksadı da içeren bir operasyondu.Yazının başında da ifade ettiğim gibi, terör eyleminde hangi maşanın kullanıldığının pek bir önemi yoktur.Bu nedenle dünkü meşum hadisede PKK yahut başka bir taşeron örgüt sahaya sürülmüş olabilir.Yazıyı kaleme aldığım saatlerde yayın yasağı olması nedeniyle net bir bilgiye sahip olmamakla birlikte bu aşağılık operasyonda kuvvetle muhtemeldir ki, ‘PKK logosu’ kullanıldı.Yalnız şunu herkesin çok net bir şekilde bilmesi gerekir ki, hangi aşağılık örgüt olursa olsun bu saldırının arkasında CIA ve MOSSAD vardır.Yani patron Amerikan/İsrail terör ortaklığıdır!Doğrusunu isterseniz son gelişmeler nedeniyle Türkiye’ye yönelik bir sindirme harekâtı bekliyorduk lakin bu kadar kısa sürede böyle bir operasyona girişeceklerine ihtimal vermemiştim.Görünen o ki, Amerikan/İsrail ortaklığı tam bir panik halinde…Bunun nedeni ise yukarıda da ifade ettiğim gibi, ‘zamanlamanın’ kendilerini buna icbar etmesi.Peki, zamanlama neden bu kadar önemli?Şundan…Gerçekleştirilen eylemin, korku ve panik üzerinden halkı ümitsizliğe sevk etmeye çalışmakla birlikte Türkiye’yi, aldığı hayati derecede önemli stratejik kararlardan caydırma amacı da taşımaktadır.Dün, her iki açıdan da hayli önemli bir zamana denk geliyordu.Malum, önceki gün Cumhur İttifakı ortağı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hiç kimsenin beklemediği bir çıkış yaptı.Muhalif muvafık tüm çevreler, kısa süreli de olsa bir şaşkınlık hali yaşadılar.Öyle ki, ‘doğru mu duyuyoruz?’ diye konuşulanları tekrar tekrar dinlemek/okumak ihtiyacı hâsıl oldu.Evet, doğruydu ve bu son 40 yılda duyduğumuz en enteresan açıklama idi.Konumuz terör ile verilmek istenen mesaj olduğu için, bu hususa dair değerlendirmelerden şimdilik imtina ediyorum zira bu hadise, kısıtlı bilgi ile geçiştirilecek türden bir gelişme değildir.Gelelim, Amerikan/İsrail ortaklığının vermek istediği mesaja ve terör eyleminin zamanlamasındaki diğer önemli hadiseye.Bilindiği üzere, Bahçelinin açıklamasından saatler sonra Sayın Cumhurbaşkanı geniş bir heyetle BRİCS toplantısına katılmak üzere Rusya’ya bağlı Tataristan’ın başkenti Kazan’a gitti.(Ne tuhaf… Saldırının hedefi TUSAŞ da Ankara-Kazan’da idi…)Malumunuz olduğu üzere Türkiye bu birliğin üyesi değil fakat kısa bir süre önce üyelik talebinde bulunmuştu.Peki, nedir BRİCS ve neden önemlidir?Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nden oluşan ve üyeleri arasında ekonomik iş birliğini artırmayı, küresel ekonomik dengesizliklere karşı koymayı ve daha adil bir küresel yönetim sistemi oluşturmayı amaçladığını deklere eden bir ekonomik işbirliği örgütü BRİCS…Türkiye, gerek nüfus yoğunluğu itibariyle ve gerekse coğrafi büyüklük itibariyle devasa bir yapıya sahip olan bu örgüte girebilmek için yukarıda da ifade ettiğim daha önce başvuru yapmıştı ve bu toplantı, Türkiye’nin oluşuma katılımı açısından hayati derecede önemliydi.Tabiidir ki, NATO üyesi olan ve AB’ye müracaatı bulunan Türkiye’nin böyle bir oluşuma girmesi demek, tam bağımsızlık adına çok büyük bir adım atması demektir.İşte bu, tüm dengelerin bir anda ve bütünüyle değişmesi anlamına geliyordu.Kaçınılmaz olarak Amerika/İsrail terör ortaklığı bunu hazmedemezdi ve bu yüzden biraz da panik operasyonu denilebilecek bu saldırıyı gerçekleştirdi.Saldırıda TUSAŞ’ın hedefe konması boşuna değildi elbet.‘Tam bağımsız Türkiye’ yürüyüşünün en önemli ayağı olan ‘Savunma ve Uzay Sanayii’ hedefe konarak, ‘kurduğumuz düzenin dışına çıkamazsın’ denmek istendiğini kimsenin tartışacağını sanmıyorum doğrusu.Bu yüzden dünkü aşağılık terör eylemi, gerek BRİCS toplantısına, gerek Bahçeli’nin yaptığı atraksiyonun doğuracağı sonuca ve gerekse Savunma ve Uzay Sanayiinde alınan mesafeye yönelik bir saldırı olduğunda zerre kadar şüphe yoktur.Bütün bunlara Türkiye’nin Gazze meselesinde aldığı net tavrı da eklediğimizde, böyle bir operasyona muhatap kalınacağını kestirmek hiç de zor olmaz doğrusu...Hülasa, dün Türkiye, Amerikan/İsrail terör ortaklığının aleni bir saldırısına maruz kalmıştır.Hedef, kesinlikle ‘Tam Bağımsız Türkiye’dir!Açık söylemek gerekirse bendeniz, bu saldırılardan ziyade içerideki işbirlikçilerin vereceği zarardan daha fazla endişe etmekteyim.Eğer bu apaçık tasalluta rağmen Türkiye yekpare olarak bir araya gelmezse, eğer bu terör saldırısı kendini muhalif diye isimlendiren kesimi, Türkiye’nin yanında gâvurlara karşı bir noktaya taşımaz ise, Türkiye’nin en büyük handikabı elbette ki bu husus olacaktır.Yazıyı saldırıdan saatler sonra yazıyor olmam hasebiyle mahut kesimin henüz nasıl bir tavır aldıklarını/alacaklarını bilmiyorum.İnşallah, bir kereliğine olsun Türkiye’nin yanında olurlar.İnşallah, Amerikan-İsrail terör ortaklığının ülkemize ve milletimize olan düşmanlığını bu saldırı vesilesiyle net bir biçimde görür, onların elini güçlendirecek bir pozisyona girmezler.Bunu, tüm samimiyetim ve içtenliğimle temenni ediyorum.Aksi olursa da zerre kadar şaşırmam ama bunun artık bir bedelinin olması gerektiğini de açık açık söylemekten geri durmam.Şunu hiç kimse unutmasın ki Türkiye, zamanın ruhuna uygun yeni bir ‘Milli Mücadele’ (Kurtuluş Savaşı) sürecine girmiştir.Hep birlikte ‘zor günlere’ hazır olmamız lazım…Elbette ki, birlik ve beraberlik içerisinde…Allah, ülkemizi ve milletimizi mezkûr kâfirler ve zalimler topluluğuna karşı muzaffer ve muvaffak eylesin.Bu vesile ile alçak saldırıda şehit olanlara rahmet yaralananlara acil şifalar diliyorum.Not: Bu saldırı sonrasında umarım ki, son dönemlerde Türkiye’nin ‘Savunma Sanayiine’ kaynak oluşturmaya yönelik neden acil tedbirler aldığı, bir nebze olsun anlaşılmıştır.Nihat Nasır /
Politika
24 Ekim 2024 - 10:42
Saldırının hedefinde 'Tam Bağımsız Türkiye' var!
Nihat Nasır isimli köşe yazarının Saldırının hedefinde ‘Tam Bağımsız Türkiye’ var! başlıklı yazısı. Haber 7
Politika
24 Ekim 2024 - 10:42
Bu haber 77 defa okunmuştur.
İlginizi Çekebilir